Translate

15 Nisan 2017 Cumartesi

Floransa'ya Yolculuk



İtalya'da 4. Gün...

Rotamız Floransa...

Roma'dan Floransaya doğru giderken kırsal bir yolu takip ediyoruz. sanayi yok, fabrika yok, tarla bahçe ekim dikim alanları çoğunlukta kalıyor.







İlk durağımız Orvieto kasabası, Orvieto doğası ve tarihiyle ismi az bilinen İtalya'nın umbria bölgesinde özel bir yer. Eski zamanlarda ki istila ve tehditlerden korunmak amacıyla yüksek bir dağın eteğinde kurulmuş bu sebeple Napolyon burayı fethedememiş. Görkemli katedrali, meydanları ve dar sokakları ile Dünya Mirasları listesinde yer alıyor.




                        İsilalardan Korunmak Amacıyla Tepeye Kurulmuş Bir Şehir


Füniküler



Roma'dan yaklaşık bir saat uzaklaştıktan sonra Orvieto'nun alt bölgesinde bulunan bir park alanına otobüsümüzü park ettik. Buradan Orwieto'ya gitmek için fünikülere binmemiz gerekiyormuş. Neyse ki hepimiz fünikülere sığdık. Hemen 2 dakikada Orwieto'ya ulaştık. Füniküleri bilmeyenler için söyleyeyim raylı bir taşıma aracıdır. Bir dağ veya tepe gibi eğimli arazide, halatlarla yukarıya çekilerek çalışır. İstanbul'da Kabataş-Taksim arasında da kullanımı mevcut.










Orvieto volkanik kaya kütlesinin üzerine inşa edilmiş bir şehir burada ki ilk izlenimim Roma'da yeşil panjurlar, kiremit rengi eski binalar mevcutken burada taş evler , taş köyler çoğunlukta kalıyor. Dolayısıyla her şehrin bir rengi olduğunu düşünürsek Roma mermer bej rengi ise Orvieto gri renktir.











Orvieto aynı zamanda eskiden papaların şehriymiş.Şehrin içerisinde özenli dükkanlar, sanat galerileri ve trattorialar var. Şarapları ve peynirleriyle de İtalya'nın en özel yerlerinden biriymiş.




Görkemli Katedral

Orvieto'da ki gezimiz bittikten sonra yola devam ediyoruz ve öğleden sonra Floransa'ya varıyoruz.


















Floransa hakkında bilgiler paylaşacak olursam. Floransa'ya İtalyanlar Frenze diyorlar. İsmi latince kökenli. İkliminin ve doğasının hem çok güzel hem de çok bereketli olmasından dolayı Frenze diyorlar.

Floransa bir dönem İtalya'nın başkentliğini de üstlenmiş, ancak şehrin tarihi yapılarını belediye binası, vs. olarak kullanmaya kıyamayıp başkenti Roma'ya taşımışlar. Ne ince bir düşünce değil mi :)

Zengin ve zarif bir şehir. Özellikle bayanlar için söyleyeyim Gucci'nin genel merkezi de Floransa'daymış. Bu da demek oluyor ki İtalya'da modanın kalbinin attığı yerlerden biri de burası.








Tarihi olarak detaylar verecek olursam Floransa eski bir Roma ve hakiki bir rönesans şehri. Sadece İtalyan kültürünü değil Avrupa kültürünün de zihin yapısını değiştiren kıpırdanmaları başlatmış. Sanat anlayışlarının merkezine Roma, Napoli, Pompei'de gördüklerimiz gibi Tanrıları değil insanları koymuşlar. Etkilendikleri kavramları da sanat eserlerine yansıtmışlar.

Şehre ilk girdiğimizde sanat tarihlerine ilham olan meşhur Arno nehri bizi karşılıyor. Arno Nehri üzerinde bulunan, Floransa'nın en meşhur köprüsü olan Ponte Vecchio.










Floransa dedik mi deri gelsin aklınıza :)En iyi deriler buradaymış.





Bizimse ilk durağımız Sinyorlar Meydanı. Açık hava müzesi havasında bir düzine mermerden ve heykellerden oluşan bir alan. Eserlerin hepsi çok etkileyici hatta şunu belirtmeliyim insan figüründe ki heykeller yapılırken anatomik olarak tüm detaylar düşünülmüş ve bir insanın stres, sinir ve korku hallerinde beliren damar detayları bile ona göre oluşturulmuş.



Sinyorlar Meydanı ve Meşhur Davut Heykeli



Savaş Sahnesi

Burada da şehir meydanında çok görkemli bir katedral yer alıyor İsmi Santa Maria del Fiore. İlginç bir hikayesi var. Katedralin çan şeklinde ki kubbesi bir türlü yapılamıyormuş. Şehrin en önemli en ünlü en deneyimli mimarları bile kubbesini yapamamış. Hata katedralin ilk açılışını kubbesi olmadan yapmışlar. Sonra dönemin en genç, en deneyimsiz mimarlarından biri kubbeyi tamamlayacağını iddia ederek çalışmalara başlamış. Normal şartlarda kabul edilmeyecek birisiymiş ancak o kadar çaresiz kalmışlar ki bu teklifi kabul etmişler. Mimar genç yaşına rağmen kubbeyi 24 senede tamamlamış. :)





Şehri keşfetmek için sokaklarında yürümeye başladık.
Sonra da karnımızı doyurmak için meydanda ki katedralin orada bir pizzacıda yemek yedik.
Yine aynı meydanın karşısında yer alan bir barda yorgunluğumuzu atacak bir şeyler içtik.




           Güzel Arkadaşlarım :)

Her günümüz bir rüya gibi geçiyordu.
Floransa'da 2 günümüz vardı. Bu nedenle sokaklarını gündüz gözüyle bir sonra ki gün dolaşmaya karar verdik.

Yazımı okuduğunuz için teşekkürler.
Yorumlarınızı beklerim.

Kişisel Sosyal Medya Hesaplarım: 

       F: Dilek Körhasan Ulu                     İ: @_dilekulu_
     


























































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder